Brüksel’deki Uluslararası Çeçenya Konferansına Bakış

Çeçen Gençlik Birliği “Noxçiyçö”nün, Rus-Çeçen Savaşı’nın başlangıcının 20. yılı ve Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Devlet Başkanı Aslan Maskhadov’un katledilişinin 10. yılı münasebetiyle Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlediği uluslararası konferans 8 Mart 2015 Pazar günü sona erdi.
6 Mart 2015 Cuma günü konukların etkinliğin düzenlendiği otele gelmesinin ardından, konferansa ilişkin öneriler dinlendi ve konferans programı katılımcıların istekleri doğrultusunda yeniden yapılandırıldı. Uluslararası konferans, 7 Mart 2015 Cumartesi günü sabah saat 10:00’da Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Milli Marşı’nın okunması ile başladı. 27 Şubat 2015 günü Moskova’da öldürülen muhalif Rus politikacı Boris Nemtsov’un daha önce konferansa katılacağını beyan ettiği belirtilerek anısına konuşmacıların masasında bir yer ayrıldı.
Konferansta ilk söz, Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Bakanlar Kurulu Başkanı Akhmed Zakayev’e verildi. Başbakan Zakayev, konuşmasında devam eden Rus-Çeçen savaşının tarihinden özetle bahsederken, her iki tarafın siyasi duruşuna kısaca değindi. Rusya’nın katlanarak artan saldırgan tutumunu uluslararası toplumun Kremlin’in Çeçenya ile başlayan Gürcistan ve Ukrayna’da devam eden işgallerine karşı sessizliğine bağlayan Çeçen lider, Aslan Maskhadov’un kişiliği ve Çeçen halkı açısından öneminden bahsetti.
Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Başbakanı Akhmed Zakayev’den sonra söz alan Litvanya eski Devlet Başkanı Prof. Vytautas Landsbergis, üç Baltık ülkesinin barışçıl bir şekilde ve neredeyse hiç kan dökülmeden bağımsız devlet olmayı başarırken, Çeçen halkının bağımsızlık için verdiği kahramanca mücadelenin Rusya’nın tüm kaynakları ve tüm silahlı güçleri ile ezilmek istendiğini ifade etti. Konuşmasının sonunda, Prof. Landsbergis, bir şekilde bugün Avrupa’da ulaşmış Çeçenlerin, Batılı ülkelerin demokrasi anlayışını ve bu ülkelerde demokrasinin işleyişini özümsenin gerekli olduğunu, zira Moskova ve Grozny’deki tiranlığın yıkılması ile anavatanlarına geri döneceklerini vurguladı.
Ardından söz alan tanınmış Çeçen tarihçi Khasan Bakayev, Rus propagandasının yakın tarihi değiştirme çabası içerisinde olduğunu ve Çeçen halkının bağımsızlığını ilan edişinin ve Rus askeri işgaline karşı verdiği vatan savunmasının ardında sözde “dış güçler” olduğu konusunda uluslararası toplumu iknaya çabaladığını belirtti. Ne var ki, yakın tarihli pek çok belgenin varlığı nedeniyle bu propagandanın amacına ulaşmasının mümkün olmadığını ifade eden Khasan Bakayev, daha sonra “Вечная война” (Sonsuz Savaş) adlı yeni kitabını tanıttı. Çeçen tarihçi yeni kitabında, dostlarının ve düşmanlarının gözünden Çeçenlerin son üç yüz yılını belgelerle aktardığını ve Çeçen halkının bağımsızlık için verdiği mücadelenin ardında “dış güçlerin etkisinin” olmadığını kanıtladığını belirtti.
Çeçen tarihçi Khasan Bakayev’in ilgi çeken sunumundan sonra söz verilen Amerika Birleşik Devletleri Hudson Enstitüsü’nden Kıdemli Araştırma Görevlisi ve bağımsız gazeteci David Sutter, Rus-Çeçen Savaşı’nı doğuran nedenleri kendi perspektifinden yorumladı. Sutter, Çeçenya’nın, uzun yıllar devam eden kanlı Rus-Kafkas Savaşları neticesinde Rus İmparatorluğu’nun sömürgesi haline geldiğini, doğal olarak Sovyetler Birliği2nin çöküşüyle birlikte Çeçen halkının bağımsızlığını ilan ettiğini, Rusya’nın başlattığı savaşa karşı duruş sergileyen Çeçen halkının bu mücadelesinin antikolonyal bir mücadele olduğunu vurguladı. Bu antikolonyal mücadelenin meşruluğunun sadece uluslararası toplum ve Sovyetler Birliği değil, Sovyetler Birliği’nin devamı olduğu iddiasında bulunan Rusya’nın da tanıdığını ifade eden David Sutter, bu nedenden ötürü Rus-Çeçen Savaşı’nın yasal zemini üzerine akademik çalışmalar yapılması ve bunun sonuçlarının da uluslararası toplum ile paylaşılmasının son derece önemli olduğunu belirtti.
Konferansın sabah oturumu, Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Bakanlar Kurulu Başkanı Akhmed Zakayev’in 01.12.2014 tarih ve 24 sayılı kararnamesi ile kurulan “Dolkhan Khojayev Bilimsel Araştırma Enstitüsü”nün (Çeçen Beşeri Bilimler Enstitüsü) rektörü, tarihçi, etnograf ve filolog Jambulat Suleymanov’un sunumu ile son buldu. Suleymanov, Çeçenlerin kökeni ve ulus devlet haline gelişlerindeki dönüm noktalarına değindiği konuşmasında, bağımsız Çeçenler teyplerinin aynı siyasi objektifler ve ortak kültürel kodlarla biraraya gelerek bir toplum oluşturduğunu ve akabinde de bu birliğin cumhuriyet temelinde devletleştiğini ifade etti. Rus hükümetinin ve Çeçenya’daki yerel işbirlikçilerinin, Çeçen halkının tam depolitizasyonu için sergilediği efordan bahseden Jambulat Suleymanov, Moskova’nın ilham vereceği endişesi ile sivil hareket temelindeki en basit protesto gösterilerini bile engellediğini, ne var ki Çeçen halkının uluslaşmasını tamamladığını ve bunun geri alınamayacağını vurguladı.
Jambulat Suleymanov’un sunumuna müteakip verilen kahve molasından sonra konferansın ikinci oturumu başladı. Bu oturumda ilk söz, Ukrayna Parlamentosu milletvekili Didiç Vladimiroviç Valentin’e verildi. Ukrayna’daki güncel durum üzerine konuşan milletvekili, Çeçen halkının bağımsızlığı ve özgürlüğü için Rus ordusuna karşı verdiği kahramanca mücadelenin Ukrayna halkı için bir emsal teşkil ettiğini ifade etti.
Ukrayna Parlamentosu milletvekili Valentin’den sonra söz verilen “Uluslararası Barış ve İnsan Hakları Derneği” Başkanı Said Emin İbragimov, Rusya’nın Çeçen Cumhuriyeti İçkerya topraklarında işlediği savaş suçlarına ilişkin kanıtların ve görgü tanıklıklarının toplanması konusunda yürüttükleri çalışma hakkında bilgi verdi. İbragimov ayrıca, Rus savaş suçlularının er ya da geç uluslararası ceza mahkemesi önüne çıkacağına olan inancını dile getirdi.
Bir sonraki konuşmacı, Rus insan hakları savunucusu ve gazeteci Vladimir Bukovsky’i temsilen asistanı, Avukat Pavel Stroilov oldu. Stroilov, Vladimir Bukovsky’nin sağlık problemleri nedeniyle konferansta yer alamadığını ifade ederken, Rus muhalifin selamlarını iletti. Konuşmasında, resmi Rus propagandasının medya yoluyla baskın bir şekilde aktarılmasına rağmen, pek çok Rusya Federasyonu vatandaşının ülke liderliğinin saldırgan yayılmacı politikasına karşı olduğunu belirten Pavel Stroilov, Rusya’da demokratik özgürlükler için verilen mücadelenin savaş karşıtı ve emperyalizm karşıtı hareketlerden ayrılmaz bir bütünlük içerisinde olduğunu ifade etti.
İkinci oturumun son konuşmasını Litvanya Parlamentosu Seym milletvekili Rytas Kupčinskas yaptı. Konuşmasına, I. Rus-Çeçen Savaşı’nın sona ermesinden hemen sonra Aslan Maskhadov ile yaptığı görüşmeyi anlatarak başlayan Litvanya milletvekili, Çeçen halkının bağımsızlık uğruna verdiği kahramanca mücadelenin ve bu uğurda verilen kayıpların boşa olmadığını, çünkü çok yakında özgür, demokratik ve müreffeh Çeçen devletinin yeniden yükseleceğini vurguladı.
Bu konuşmanın ardından bir yemek molası verilirken, bu moladan sonra konferansın üçüncü oturumu başladı. Dünyaca ünlü Ukraynalı tarihçi Viktor Suvorov, Skype aracılığıyla görüntülü olarak konferansa bağlanarak bu oturumun ilk sunumunu yaptı. Ukraynalı tarihçi kendine has nükteli üslubu ile Sovyet liderliği tarafından II.Dünya Savaşı ve sözde “Büyük Yurtseverlik Savaşı” hakkında empoze edilen basmakalıp bilgilere yönelik şüpheci yaklaşımını dile getirdi. Suvorov, gerçek dışı Sovyet ve Rus propagandaları hakkında örnekler verirken, yeni kitabını Çeçen siyaset bilimcisi ve tarihçi Abdurakhman Avtorkhanov’a adadığını açıkladı.
Ardından söz alan Çeçen Cumhuriyeti İçkerya ile İlişkiler için Litvanya Parlamentosu Grubu Genel Sekreteri Algirdas Endrukajtis, Çeçen devletinin bağımsızlığının siyasi ve hukuki temellerine vurgu yaparak, bağımsızlık ve egemenlik ilanının uluslararası hukuk kurallarına ve o dönemde yürürlükte olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Anayasası’na tamemen uygun olarak gerçekleştirildiğini ifade etti. Çeçen devletinin bağımsızlığının tüm siyasi ve hukuki temelinin uluslararası hukuk alanında uzmanlaşmış hukukçular tarafından detaylı olarak incelenerek kamuoyu ile paylaşılmasının bu konudaki olası tartışmaları önlemek açısından önemli olduğunu belirtti.
Akabinde söz verilen Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Norveç Fahri Konsolosu İvar Amundsen, geçtiğimiz günlerde bir suikaste uğrayan muhalif Rus politikacı Boris Nemtsov ile nasıl tanıştıklarını, onun Rus-Çeçen Savaşı konusundaki görüşlerini ve barışa yönelik fikirlerini aktardı.
Bir sonraki konuşmacı Alman-Kafkas Topluluğu’nun başkanı ve Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Almanya Fahri Konsolosı Ekkahard Mass oldu. Mass’ın konuşması Batı’nın Rus-Çeçen Savaşı’na yönelik tutumunu değerlendirirken, savaşın görmezden gelişi nedeniyle modern Batı Avrupa kültürünü besleyen insani ideallerin büyük bir yara aldığını ifade etti. Benzer bir yaklaşımın Ukrayna’daki işgal sürecinde de yaşandığına dikkat çeken Ekkahard Mass, Avrupa’yı idare eden siyasi elitlerin nihilist tutumlarının Batı medeniyetinin çöküşüne neden olabileceğini vurguladı.
Konferansın üçüncü oturumunun son konuşmasını Rus işgalcilere karşı bağımsızlık mücadelesi verirken şehit düşen (inşaAllah) bir savaşçının babası olan Çeçen büyüklerinden Denilbek Askhabov yaptı. Katılımcılara, Avrupa devletlerinin Çeçen sığınmacılara sadece başlarını sokacak bir çatı vermediğini, aynı zamanda rahat evler, çalışma ve eğitim alma imkanları, sağlık sigortası ve diğer sosyal yardımlar verdiğini hatırlatan Askhabov, çok zor şartlardan gelen Çeçenlerin bu imkanlar için minnettar olduğunu ifade etti. Bu noktada, Avrupa’daki Çeçenlerin, Çeçen halkını temsil ettiklerini vurgulayan Denilbek Askhabov, “Her bir Çeçen kendisini nevi şahsına münhasır bir birey olarak değil ama halkının temsilcisi olarak görmeli, onur ve asaletimize yakışan şekilde davranmalıdır” diyerek Çeçen diasporasına mesaj verdi.
Bu konuşmaya müteakip kısa bir kahve arası verilirken, aradan sonra Çeçen sanatçılar Zaindi Khasanov ve Gilani Emilkhanov küçük bir konser verdi. Ardından da Oscar ödüllü yönetmen Michel Hazanavicious konuklarla buluştu. Hazanavicious’un Oscar ödülü kazanan “Artist” ve Çeçenya hakkındaki “The Search” (Arayış) adlı filmlerinden çeşitli kesitler katılımcılara izlettirildi. Ardından da Michel Hazanavicious konukların sorularını cevaplandırdı. Çeçen büyüklerinden Akhmed Dokudayev, filmin kendisini çok etkilediğini, bu nedenle Çeçenya’da getirdiği yadigar Çeçen kamasını kendisine hediye etmek istediğini söyledi. Alkışlar eşliğinde kendisine hediye edilen kamayı alan Michel Hazanavicious, şimdi kendisini gerçekten bir Çeçen gibi hissettiğini ifade ederek teşekkür etti. Ayrıca Fransız yönetmen, filmini özgürleştirilmiş Çeçenya’da hep birlikte izleyeceklerinin sözünü verdi.
Akabinde madalya ve diploma törenine geçildi. Devlet haber ajansı “Çeçen Press” tarafından Rus-Çeçen Savaşı’nın 20. yılına adanmış hikaye yarışmasında ilk üç dereceyi alan yarışmacıların diplomaları ve para ödülleri Çeçen gazeteci Mayrbek Taramov tarafından takdim edildi.
Çeçen Cumhuriyeti İçkerya hükümeti Bakanlar Kurulu Başkanı Akhmed Zakayev, Denilbek Askhabov, Khasan Bakayev, Prof. Vytautas Landsbergis, Rytas Kupčinskas, Ekkahard Mass ve Alvi Saduyev’e “Qoman Siy” (Halkın Onuru) madalyalarını takdim etti.
Başbakan Akhmed Zakayev, muhalif Rus politikacı Boris Nemtsov’un “Putin rejimine karşı mücadelesinde gösterdiği cesaret, Çeçen topraklarında barış ve demokrasinin egemen olması için verdiği şahsi mücadele” nedeniyle ölümünün ardından “Onur Şövalyesi” madalyasının layık görüldüğü duyurdu.
Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Devlet Başkanı Aslan Maskhadov’a da Djokhar Dudayev’in 1 numaralı Buyruğu’nun verildiğini açıklayan Başbakan Zakayev, bu ödülü Aslan Maskhadov’un oğlu Anzor Maskhadov’a takdim etti.
Fransız yönetmen Michel Hazanavicious ve Çeçen yönetmen İnalbek Şeripov ise Bakanlar Kurulu Başkanı Akhmed Zakayev tarafından “Devlet Sanatçısı” ünvanı verilerek, diplomaları takdim edildi.
Ayrıca, konferasın katılımcılarına konferans anısına plaketleri verildi.
Konferansın son günü olan 8 Mart 2015 Pazar ise, düzenlenen basın konferansının ardından, ÇİC hükümeti temsilcileri konferansı değerlendirirken, yürütülen faaliyetler ve projeler hakkında bilgi aktarımında bulunuldu.
Konferans sonunda açıklanan iki sonuç bildirgesi daha sonra paylaşılacaktır.
Konferanstan fotoğraflar:
[Best_Wordpress_Gallery id=”5″ gal_title=”brukselkonferansmart2015″]