Akhmed Zakayev: “Türkiye’deki Saldırıların Ardında Rus Gizli Servisi Var!”

Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Başbakanı Akhmed Zakayev, Rusça ve Gürcüce yayın yapan Kafkasya’nın Yankısı Radyosu’na Türkiye’deki terörist saldırılar ile ilgili 3 Temmuz 2016 Pazar günü bir mülakat verdi.
Konsolosluğumuz tarafından deşifre edilerek Türkçe’ye tercüme edilen mülakat aşağıda yer almaktadır:
Türk gazeteleri, 28 Haziran günü İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki canlı bombaların Çeçenya ve Dağıstan kökenli olduklarını yazmasına rağmen, Türk yetkililerden henüz bu yönde resmi bir açıklama yapılmadı. Türkiye medyası, terörist saldırının planlayıcısı olarak ise Avusturya’da mültecilik statüsü almış Akhmed Çatayev’in ismini duyurdu. Bahsi geçen isim, uzun süredir Çeçen toplumunda Rus gizli servisine çalışan bir kişi olarak dile getiriliyor. Bu bağlamda, Eylül 2012’de Gürcistan’ın Lapota Vadisi’nde, Gürcistan’dan Rusya’ya geçmeye çalışan Çeçen savaşçılara Gürcistan güvenlik güçlerince düzenlenen operasyondaki karanlık rolüyle akıllara geliyor. Rus gizli servisindeki kaynaklarına dayanan Rus “Kommersant” gazetesi ise, “kolsuz” takma adlı Akhmed Çatayev’in DAEŞ saflarında önemli bir pozisyonda bulunduğunu ve 13 Kasım 2015’te Paris’te gerçekleştirilen terörist saldırıda da parmağı olabileceğini iddia ediyor.
Bu karmaşık iddialara bir açıklık getirebilmek için Çeçen Cumhuriyeti İçkerya devletinin sürgündeki Bakanlar Kurulu Başkanı Akhmed Zakayev ile telefon bağlantısı yapıyoruz.
Amina Umarova: Akhmed Çatayev adlı bu adam hakkında ne biliyorsunuz? İstanbul havalimanındaki patlamalarla ilgili olarak ortaya adılan Çeçen iddiaları var, daha önce bu şahsın adının da geçtiği bir soruşturma yürüttüğünüz biliniyor.
Akhmed Zakayev: Elbette, özellikle Lapota Vadisi’ndeki olayla ilgili bir soruşturma yürütüldü, ancak isminin soruşturmada geçmesinin tek nedeni Gürcistan’ın Lapota Vadisi’nde yaşananlara bu şahsın da dahli olmasından mütevellittir. Maalesef, o dönemde, bu şahsı ne ziyaret etme ne de kendisiyle görüşme fırsatımız olmadı, zira soruşturmamız sırasında Gürcistan’da bir hapishanede tutuluyordı. Serbest bırakıldıktan sonra ise hemen ülkeyi terk etti ve bir daha ne temsilcilerimiz, ne de soruşturma komitesinin üyelerinin kendisiyle iletişime geçme şansı kalmadı. Ancak ortada bir gerçek var, bu şahıs, Lapota’da yaşanan trajedinin ortasında sadece Rus gizli servisleri için yer aldı. İstanbul’da olanlara baktığımızda ise, şu ana dek Çeçenlerin böylesi bir eyleme dahil olduklarına ilişkin resmi bir belge yok. Elbette, İstanbul’daki yetkili makamlar tarafından yürütülen soruşturmada Çeçenlerin ismi geçen herhangi bir açıklama yapılmadığı sürece tartışabileceğimiz bir konu değil. Bu suçla ilgili Çeçen izi Rus medyası ve Türkiye’de yayın yapan Rus kontrolü altındaki gazeteler aracılığıyla servis edildi. Bu nedenle şu aşamada kabul ya da inkar edecek bir konu bulunmuyor.
Amina Umarova: Her neyse de, İstanbul’daki havalimanı patlamasıyla ilgili olarak onlarca Çeçen, Dağıstanlı ve Kafkasyalı kişinin gözaltına alındığı bir gerçek.
Akhmed Zakayev: Türk polisi ya da gizli servisleri tarafından bu konuda nasıl bir resmi açıklama yapılacağını bilmiyorum, ancak Çeçen ve Dağıstanlılardan şüphelenilen bir şey varsa, gözaltına alınmalarından daha normal bir şey olamaz. Ancak, bir kişinin gözaltına alınmış olması, onun bir konuda suçlandığı ya da suçlanacağı manasına gelmez, önce kanıtları toplamak ve ortaya koymak gerekir. Bundan dolayı, şu ana kadar Türk yetkililerin soruşturmada, Rusya tarafından yapılan provokatif açıklamalara teslim olarak soruşturmayı yanlış yönde ilerlettiği görülüyor. Son derece tecrübeli olan Türk yetkililerin çok profesyonel biçimde çalıştıklarına inanıyorum. Yerine getirmek zorunda oldukları bir operasyonel süreç var. Bu şahısların suçuyla ilgili kanıt olması halinde tutuklanacaklar, yoksa bu versiyon ortadan kalkacak ve konuyla ilgili çalışmalarını sürdürecekler. Bu nedenle, birilerinin gözaltına alınmış olmasında sıradışı, şaşılası ya da mantıksız bir durum yok, şahısların etnisiteleri ön plana çıkarılmamalı. Çeçen ve Dağıstanlılarla ilgili olarak konuşmak gerekirse, Rusya’nın son 20 yılı aşkın sürede bu insanları uluslararası terörist organizmalara katılan aşırılıkçılara ve teröristlere dönüştürmek için uğraştığını ve bu konuda kendi kendilerine doğrulamalar yaptıklarını biliyorsunuz, nihayetinde bu halkın içerisinde kendi ajanları var ve bu ajanlar Rusya’nın Rusya’daki ya da uluslararası siyasetteki çıkarları için her türlü suçu işlemeye hazırlar. Bundan dolayı, bu oldukça iyi yönetilen bir kart ve elbette dünya üzerindeki tek bir istihbarat servisi – ne Fransız, ne Türk, ne de bir başkası – bu tipten faaliyetleri görmezden gelemez.
Amina Umarova: Bazı uzmanlar, Türkiye’deki bombalı saldırıların, Türkiye’nin 24 Kasım 2015’te Rus SU-24 savaş uçağını düşürmesine binaen başladığına dikkat çekiyor. Ankara’ya göre, Rus uçağı Türkiye’nin hava sahasını ihlal etmişti. Bu uzmanlar, Putin’in eylemlerimiz domateslerle sınırlı kalmayacak, Türkiye bunu ödeyecek gibi sözlerine dikkat çekiyorlar. Daha ilginç olanı ise, Türkiye’deki son yıllardaki en kanlı terörist saldırısından sonra, Putin, aniden Rus turistlere Türkiye sahillerinde kalma izni verdi, oysaki diğer ülkeler bu ülkenin ziyaret edilmemesini tavsiye etmişti. Bu konudaki bakış açınız nedir?
Akhmed Zakayev: Tek bir şey söyleyebilirim: söyleyeceğim şey hakkında kimin ne yazacağı ya da kimin bana inanıp inamayacağı önemli değil, en ufak bir şüphe duymadan, Rus uçağının düşürülmesinin ardından Rusya ile Türkiye arasındaki problem başladığından bu yana, Türkiye sınırlarında gerçekleştirilen tüm terörizm eylemlerinin ardında Rus gizli servisleri yer aldı. Bundan adım gibi eminim. Prensip olarak Putin’de bunu saklamıyor. Nitekim şöyle demişlerdi: “Düşürülen uçağa ilişkin misillememiz domateslerle sınırlı kalmayacak” ve hemen ardından da bir dizi patlama yaşandı. Son terörist saldırının ardından Putin, Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde Türkiye’ye yönelik turizm ambargosunu kaldıracağını ifade etti. Bana göre, bu ifade Rus gizli servislerine yönelik Putin’in talimatlarıydı: bundan böyle bu tip saldırılar yapmayın. Buna rağmen, tecrübelerimize dayanarak, Volgodonsk ve Buynaksk’taki patlamaları da hatırlamalıyız. Putin ve avaresi Rus vatandaşlarını kurban olarak kullanarak iktidara geldi ki bunu da gözardı etmemek gerekir. Bu nedenle, bu konuda, operasyonun kompleks yapısından ötürü kısmen artık birşey olmayacağını söyleyebiliyorum. Neredeyse tüm ülkelerin Türkiye’ye seyahet edilmemesi konusundaki net açıklamalarına rağmen, bir tek Rusya’nın ve Putin’in şimdi Türkiye’ye güvenle gidebileceklerine yönelik açıklamasına zaten değindiniz. Yani gerçekleştirdiği operasyona kılıf uydurmak için, Rus nüfusu içerisinden yeni kurbanlara ihtiyaç duyuyor olabilir; böylece ileride Erdoğan ve destekçilerini ikna etmeye çalışacaktır.
Amina Umarova: Türk yetkililerin bu patlamaların nereden geldiğine ilişkin bir fikirleri olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Akhmed Zakayev: Hiç şüphe yok ki eninde sonunda muhakkak bunu anlayacaklardır, ancak siyasi açıklamalara baktığımızda, doğru paylaşımda bulunmak gerekli – soruşturmayı yürüten ve gerçekleri ortaya koyan gizli servisler ve bu ya da başka bir versiyonu dillendiren siyasiler -, bu başka bir soru. Burada siyasi liderlikte ne türeden bir gelişme olacağını söylemek zor, bu bağlamda, şüphesiz (Türkiye’nin) böylesi sonuçlarla çok kapsamlı deneyimleri var. Prensip olarak, Türkiye uzun süredir Kürdistan İşçi Partisi (PKK) tarafından gerçekleştirilen saldırılara maruz kalıyor ki bu organizasyon Sovyetler zamanında Sovyetler Birliği tarafından ve sonrasında ise Rusya tarafından Türkiye’deki terör operasyonları üzerine kullanılıyor.
Amina Umarova: Ama yine de, bu durumda bile Kremlin bir kez daha “Çeçen kartını” oynadı, tıpkı yıllardır terörist oyununda yaptığı gibi. Bu ne zamana kadar devam edecek?
Akhmed Zakayev: Bu durumun Putin’in siyasi arenadan çekilişine kadar devam edeceğini düşünüyorum. Genel olarak, “terörizm”, “Uluslararası terörizm” ve “aşırılıkçılık” terimleri Putin’in gelişi ve yükselişi sırasında kullanılır oldu. O zaman yazdığımız bir makalede, eğer Putin bu harekete öncülük ederse, slogan şöyle olur demiştik: “Birleşik Rusya Altında Terör Kurbanları”. Siyasetini bunun üzerine inşa etmeye başladı, aynı şeyi yapmaya devam ediyor ve Kremlin’de kaldığı sürece de “Çeçen konusu” ve “Çeçen terörizmi” Putin’in saltanatıyla bağlantılı olarak kalmaya devam edecek. Bundan dolayı o varken var olacak, gittiğinde de sona erecektir. Farkettiyseniz sadece Türkiye’de ve bazı yabancı işlerde değil, iç işlerde dahi, Ramzan Kadırov, Rusya’nın ve Rus çıkarlarının koruyucusu ve dostu olarak lanse edilerek Çeçenlerle flört ediliyor ama aynı zamanda Çeçenler ciddi suçların ve terörist faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde kullanılıyor. Bu nedenle, iç ve dış siyasette bu konu malesef Putin için kalmaya ve kullanılmaya devam edecektir.
Amina Umarova: Kremlin Çeçenya’daki ayrılıkçı hareketten korkuyor mu?
Akhmed Zakayev: Doğrusunu söylemek gerekirse, Çeçenya’daki bu hareket silinemedi, hiç bir yere kaybolmadı – bağımsız Çeçen devletinin çıkarlarının korunmasında halk yoluna devam ediyor, her ne kadar baskı altında olsalarda, Çeçenizasyon muhakkak ki bu çatışmayı bir nebze ara verdirdi. Rusya’da yaşanacak herhangi bir değişim ya da kırılma, anında Çeçenya’da da bir değişim getirecektir, bu kendiliğinden ortaya çıkacaktır, işte bizim esas gayemiz bu olduğunda yeni bir ulusal trajedi yaşanmamasını sağlamak. Dahası, yaklaşık 25 yıldır Rusya ile silahlı mücadeleyi tecrübe ediyoruz ve sanıyorum Çeçenler artık siyasi amaçlarına ulaşmak için siyaset yapacaklar. Çeçenya’nın işgalden arındırılmasından ve Rusya ile diplomatik ilişkilerin kurulmasını kastediyorum. Rusya ve Çeçenya, Maskhadov ve Yeltsin tarafından 12 Mayıs 1997 tarihinde imzalanılan ve Rusya ile Çeçenya arasındaki ilişkileri düzenleyen anlaşmaya dönmelidir, zira başka bir belge mevcut değil ve Rusya ile olan ilişkilerimizi uluslararası toplum tarafından kabul gören ve halen meşruiyetini kaybetmemiş olan bu anlaşma doğrultusunda inşa edeceğiz.
Başbakanımız Sayın Akhmed Zakayev’in mülakatının orjinalini buradan dinleyebilirsiniz:
© Ickerya.com