Başbakan Zakayev Alman « Die Welt » Gazetesine Bir Mülakat Verdi

Sayın Akhmed Zakayev. Rus-Çeçen Savaşı’nın bir katılımcısı ve Rusya’nın kuklası Ramzan Kadırov’un muhaliflerinin suikastlere kurban gidiyor olması münasebetiyle gazetemiz editörlüğü bu konu hakkında sizin daha ayrıntılı bir bilgiye sahip olabileceğinizi düşünerek, sizin konu hakkındaki görüşlerinizi öğrenmek istemektedir. Sorularım için vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.
Dmitriy Khmelnitskiy : Almanya’da bir suikast gerçekleştirilmesi ve bu suikastın ardında da muhtemelen Rus yetkililerin olması sizi şaşırttı mı?
Akhmed Zakayev : Açıkçası bu olay beni şaşırtmadı. 2006 yılında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı iki kararname imzaladı, bu kararnameler mevcut rejimi eleştiren herhangi bir kişiyi ya da Rusya yönetiminin yürüttüğü siyasete muhalif olan herkesi “aşırılıkçı” olarak etiketliyor ve Rus devletinin bir düşmanı olarak kabul ediyor. Bu konuyla ilintili ikinci kararname ise, Rus özel kuvvetlerine gerek Rusya’da olsun, gerekse yurtdışında, Rus devletinin tüm düşmanlarını etkisiz hale getirme ödevini yüklüyor. Daha da açık olayım, bu iki kararname Putin tarafından St.Petersburg’da gerçekleştirilen G-8 liderleri zirvesi sırasında imzalandı. Ben, o anda Rusya’da bulunan Batılı liderlerin bu kararnameleri protesto etmemesine ve Putin’i kendi ülkelerinde yasadışı ve yargısız infazlar gerçekleştirmeye yeltenmemesi için uyarmamalarına şaşırmıştım. Beni esas şaşırtan buydu.
Dmitriy Khmelnitskiy : Alman hükümetinin bu konuda nasıl bir tepki vermesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
Akhmed Zakayev : Sizin hükümetinize tavsiye vermek benim pozisyonuma uygun bir tavır değil. Ancak benim bu konudaki görüşüm, hangi ülkenin hükümeti olursa olsun, eğer ülkesinin egemenliğine önem veriyor ve ulusal güvenliği konusunda endişeler taşıyorsa, bu konuda son derece sert bir yanıt vermesi gerektiği şeklinde. Aksi takdirde Putin benzeri cinayetleri işlemeye devam edecektir. Kanaatimce iki Rus “diplomatın” ülkeden sınırdışı edilmesi bu konuda yeterli olacak bir adım değil. Ama bekleyelim ve bundan sonra neler olacağını görelim.
Dmitriy Khmelnitskiy : Sürekli olarak Rus kiralık katillerin hedefinde korkuyla yaşamak nasıl bir duygu?
Akhmed Zakayev : Bu konuda kendi tecrübemi sizinle paylaşayım. 25 yıldır ben Rus kiralık katillerin hedefindeyim. Ve eğer artık buna alıştığımı söylesem, bu doğru olmayacak. Buna alışamıyorsunuz. Ancak inançlı bir kişiyseniz, bununla yaşayabilirsiniz. Sonunda hayatımız, Yüce Yaradan’ın ellerindedir.
Dmitriy Khmelnitskiy : Putin’in Berlin’de gerçekleştirilen suikastı doğrudan sipariş vermiş olabilir mi?
Akhmed Zakayev : Bu olay özelinde konuşmak gerekirse, Putin’in şahsen bu operasyonu yönettiğini söyleyememem. Ancak genel olarak konuyu ele alırsak, Putin, Rusya’nın Başkumandanı olarak tüm kolluk kuvvetlerini de sevk ve idare etmekte. Devlet Başkanı olarak imzaladığı kararnameler de Rus özel kuvvetlerinin Rusya’da ya da yurtdışında işlediği suçlardan ötürü onun şahsen sorumlu olduğu anlamına geliyor.
Dmitriy Khmelnitskiy : Kremlin’deki mevcut durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Gelişmeler hangi yönde ilerliyor?
Akhmed Zakayev : Kısaca, Kremlin şu anda sadece bugün için değil ama mevcut devlet başkanının görev süresinin sona ereceği 2024 yılı sonrasında da sahip olduğu iktidarı ve gücü korumak için tüm olanakları gözden geçiriyor. Bence iki opsiyonları var. Birincisi, bir birlik devleti kurma bahanesiyle Belarus’u ilhak etmek ve Putin’e 10-12 yıl daha liderlik yapma imkanı sağlamak. Lukaşenko veya Belarus halkı bu düşünceye olumlu bakmıyor. Belarus halkının devletinden vazgeçeceğini sanmıyorum. Ama olur da Rusya, Belarus’u zorla ilhak etmeye kalkarsa, Belarus halkının bu girişine direniş gösterecektir. Bu da büyük bir savaş demektir ve Putin asla böyle bir maceraya atılmaz. İkinci opsiyon olarak ise önlerinde yönetimsel bazı değişiklikler yapma düşüncesi var. Bugünün Rusyası’nı, Putin’in 20 yıllık iktidarı süresince kurduğu 9 federal bölgeye bölecekler. Daha açık ifade etmek gerekirse, bugünün Rusyası 9 parçaya bölünecek. Her bir parçanın başına da Putin KGB’den sadık ve güvenilir isimleri atayacak. Bu bölgelerde bugün temsilcikler düzeyinde kontrol mekanizması oluşturulmuş durumda ve bu isimler Putin’in liderliğinde kurulacak yeni devlet yapılanması içerisinde bu bölgelerin başkanları olarak görev almaya hazır durumda. Bu türden öngörülerde bulunmanın pek sevilmediğini biliyorum. Ancak bekleyelim ve görelim. Sonuçta çok fazla beklemeyeceğiz, önümüzde 2 ya da 2 yıllık bir süreç var.
Dmitriy Khmelnitskiy : Batılı devletlerin Kremlin ile gereğinden fazla yumuşak olduğunu düşünmüyor musunuz?
Akhmed Zakayev : Yumuşak dediniz. Putin’in gücü Batılı liderlerin ya da Batı’nın Putin’deki çıkarlarının zayıflığında yatıyor. Ama bu tamamen farklı bir konu.
Dmitriy Khmelnitskiy : Berlin’de öldürülen şahıs Çeçenya’da savaşmıştı. Bu durum cinayetin temel sebebi olabilir mi? Kremlin bu tip tutumları affetmiyor olabilir mi?
Akhmed Zakayev : Putin’in Paris’teki basın konferasında Zelimkhan Khangoşvili hakkında söylediği herşeyin arsızca bir yalandan ibaret olduğunu söyleyebilirim. Zelimkhan ne Rusya’da ne de başka bir yerde herhangi bir terörist saldırı gerçekleştirmedi. Bildiğim kadarıyla, Alman istihbarat servisleri bu konu hakkında yaklaşık 1 yıl kadar süren bir araştırma yaptı ve bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bilgiye ulaşamadı. Şahsen bu konuda onlara güvenmeyi Putin’in sözlerine tercih ediyorum. Bana ulaşan bilgilere göre, Khangoşvili Çeçenya’da uzun bir süre kalmadı. 2004 yılından itibaren Gürcistan’da ikamet ediyordu. Bu tarihten itibaren de ne Rusya’ya ne de Çeçenya’ya hiç gitmedi. Neden olduğunu bilmiyorum ancak Zelimkhan bir konuda Rus özel güçlerini gerçekten öfkelendirmiş olacak ki peşinden inatçı bir şekilde gelmişler. Uluslararası arenada Rusya, Almanya’nın desteğine çok fazla ihtiyaç duymasına rağmen, her türlü riski göze alarak Almanya’da Zelimkhan’ı öldürdüler. Khangoşvili konusuyla ilgili olarak bir durumu vurgulamak istiyorum. Rus özel kuvvetleri son 20 yıldır Çeçen direnişinde yer alan isimleri kendileri için çalışmaya ikna etmekte son derece başarılı. Ancak aynı şekilde Çeçenlerin de Rus özel kuvvetlerini kullandığı olaylar oldu. Bu olaylar önce çeşitli konularda “işbirliği” yapma şeklinde anlaşmayla başladı ve nihayetinde Ruslardan elde edilen bilgiler onlara karşı kullanıldı. Kanaatimce Khangoşvili olayı da bunlardan birisi. Ve bu durumu Putin bir ihanet olarak algılıyor. Skripallere yönelik suikast girişiminden sonra Putin’in yaptığı yorumları hatırlayın lütfen : “O bir haindi ve hainlerin sonu iyi bitmez”.
Dmitriy Khmelnitskiy : Skripallere yönelik İngiltere’deki suikast girişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Akhmed Zakayev : Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Devlet Başkanı Zelimkhan Yandarbiyev’in Katar’da öldürülmesi, Rus Devlet Duması Milletvekili Yuşenkov’un Moskova’da öldürülmesi, Çeçen Devlet Başkanı Aslan Maskhadov’un Çeçenya’da katledilmesi, gazeteci Anna Politkovskaya’nın Moskova’da öldürülmesi, radyoaktif maddeler kullanılarak Londra’da Aleksandr Litvinenko’nun öldürülmesi, insan hakları savunucusu Natalya Estemirova’nın Çeçenya’da öldürülmesi, Umar İsrailov’un Avusturya’da öldürülmesi, Boris Berezovsky’nin Londra’da öldürülmesi, Boris Nemtsov’un Moskova’da öldürülmesi, Skripal’e yönelik İngiltere’de kimyasal silahlarla bir suikast girişiminde bulunulması, Zelimkhan Khangoşvili’nin Berlin’de öldürülmesi ve diğerleri, tüm bunlar Putin’in 2006 yılında imzaladığı kararnamenin bir sonucudur. Tüm bunlar birer devlet terörüdür ve Rus devlet başkanı Vladimir Putin bunların ardındaki isimdir.
Dmitriy Khmelnitskiy : Kiralık katillerin benzeri cinayetleri Batı’da işlemeye devam edeceğini düşünüyor musunuz?
Akhmed Zakayev : Batılı liderlerin problemi Rusya’ya karşı olan yaklaşımlarında yatmakta. Eğer bu tutum değişmezse, Putin terörist saldırılarını sürdürecektir. Hep birlikte bir sonrakinin nerede olacağını göreceğiz.
Dmitriy Khmelnitskiy : Peki son olarak Çeçenya’nın güncel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Çeçenya hangi doğrultuda gelişiyor?
Akhmed Zakayev : Çeçenya’da herhangi bir gelişme yaşanmıyor aksine Çeçenya geriye doğru gidiyor. Putin’in Çeçenya’da kurduğu işgal yapılanması Çeçen toplumunun geleneksel yapısını yok ediyor. Bugün Çeçenya’da baş kaldırışın fiziksel olarak yok edilmesi ve baskıların yanısıra, ruhsal bir soykırım da işlenmektedir. Tarih boyunca Çeçen toplumunda sınıfsal bir ayrılık olmamıştır. Ancak bugün, Putin Çeçenya’da Putin ve Kadırov’un Çeçenyası’nı ekmekte, Kadırov’un şahsında ve onun haydut çevresinde dokunulmaz bir kast oluşturulmuş durumda. Bu grup istediği herşeyi yapmakta özgür. En başından beri Putin, Ramzan Kadırov’a sadece isyancı Çeçenleri pasifize etmek için değil ama aynı zamanda doğu despotizminin elementleriyle bir iktidar yapısı oluşturmak için de ihtiyaç duyuyordu. Putin, eğer iktidar ya da güç karşısında hiçbir zaman hizmet etmeyen Çeçenya’daki bu deneyimi başarılı olursa, geleneksel olarak yüksek otoriteye itaatin egemen olduğu ve toplumun sürekli “güçlü bir elin varlığını” beklediği Rusya’da bu deneyimin çok fazla çaba hacamadan gerçekleşebileceğini biliyordu. Putin ayrıca yakın tarihli geçmişte Batılı liderlerin ekonomik çıkarları için Doğu’daki otoriter liderlikleri de desteklediğini hesaba kattı, zira bu rejimler kesintisiz olarak Batı için gerekli olan enerji kaynaklarını temin ediyordu. Ve Rusya, Batı’ya sağladığı devasa hidrokarbon hammaddeleri ve aynı Batı için büyük bir tehdit oluşturan nükleer silah rezervleriyle Atlantik İttifakı’nın desteğine güvenebilirdi.
© Ickerya.com